Page 31 - Pendik Eğitim Dergisi
P. 31

tarafından Kur’an’ın Türkçe meâlinin   dönerken, Kur’an meâlini,
               yapılması görevinin, bu işi yapacak   dostlarından, Müderris Yozgatlı
               en uygun kişi olması dolayısıyla   İhsan Efendi’ye bırakmış,
               kendisine verilmesi de, onun Kur’an   “Dönersem alırım, dönmezsem,
               ile olan bağının ne kadar sağlam   yakarsın” diye vasiyet etmişti.
               olduğunu göstermesi bakımından    Mehmet Akif’in vefatından sonra
               ehemmiyet arz etmektedir.         kendisinden meâli soran, almak ve
                                      1
                  Akif uzun bir süre, kendisine   bastırmak isteyenlere, “Yaktım!”
               gelen bu teklifi reddetmiştir. Fakat   diyen İhsan Efendi, Akif merhumun
               bu iş için Diyanet tarafından görevli   meâlini yakmaya kıyamamış;
               olarak gelen Aksekili Ahmed       onun defterlerini ayrıca kendisi
               Hamdi Bey’in ısrarları ve Akif’in çok   temize çekip ciltleterek iki nüshayı   Akif meal çalışması
               sevdiği diğer dostlarını da araya   birlikte muhafaza etmişti. İhsan      haricinde elli yedi
               koyması neticesinde, “adına meâl   Efendi, 1961’de Kahire’de vefat            tane kısa tefsir
               denmesi ve Elmalılı’nın tefsiri ile   edince, oğlu Ekmeleddin, vasiyeti   çalışması icra etmiş
               bir arada basılması” şartıyla teklifi   yerine getirmek endişesiyle ve
               kabul etmiştir.  Şairliğe ara verip   İbrahim Sabri Bey’in zorlayıcı ısrarı   ve bunların on sekiz
                           2
               Mısır’a giderek meâl üzerinde     sonucunda birkaç Türk talebenin        tanesi de Safahat’ta
               yıllarca çalışmış, ancak bir türlü   de bulunduğu bir mecliste meali   manzum olarak yerini
               tamamlandığı konusunda tatmin     yakmıştır. 4
               olamadığı gibi, Kur’an metninin yerini   Akif meal çalışması haricinde elli   almıştır. Bu yazıların
               alabileceği endişesini yaşamıştır.   yedi tane kısa tefsir çalışması icra   elli üç tanesi ayet,
               Akif, çok mes’uliyetli bulduğu ve   etmiş ve bunların on sekiz tanesi   geri kalan dört tanesi
               çekindiği bu meâl yazma vazifesini,   de Safahat’ta manzum olarak yerini   hadis üzerinedir.
               âlim arkadaşlarının ısrarları     almıştır. Bu yazıların elli üç tanesi
               ve yüreklendirmeleri sebebiyle    ayet, geri kalan dört tanesi hadis   Kaleme almış olduğu
               nihayetinde tamamlamıştır. Ancak   üzerinedir. Kaleme almış olduğu     çalışmaları tefsir ilmi
               bu eserin, Türkiye’de yapılmak    çalışmaları tefsir ilmi açısından         açısından ziyade
               istenen “din reformu” gibi bir işte   ziyade zamanın problemleri       zamanın problemleri
               kullanılacağı endişesiyle meâli   açısından önemlidir.
               Türkiye’ye getirmeyerek bir dostuna   Akif’in bize ulaşan yazı ve      açısından önemlidir.
               emanet olarak bırakmıştır. Çünkü   şiirlerinde Kur’an ayetleri ile ilgili   Akif’in bize ulaşan
               o dönemde Türkiye’de camilerde    yazdıkları, onun meâli hakkında          yazı ve şiirlerinde
               namaz içinde okunan Kur’an        fikir vermek için yeterlidir. O,
               ayetlerinin, Türkçe okutulması    Kur’an’ın metnine sadık kalmaya          Kur’an ayetleri ile
               kararlaştırılmıştı. Akif’te kendi   özen göstererek, ayetler arası    ilgili yazdıkları, onun
               meâlinin Kur’an yerine geçmesinden   irtibatı koparmadan, ayetlerdeki   meâli hakkında fikir
               korktuğu için meâl çalışmasını    mesajın doğru bir şekilde           vermek için yeterlidir.
               teslim etmemiştir. Bu ağır        aktarılması gerektiğine inanmıştır.
               sorumluluğu üzerine alamayacağını   En nihayetinde Mehmet Akif Ersoy,
               düşünerek yıllarca yoğun emek sarf   gerek şiir ve yazılarını, gerekse
               ettiği meâlinin yakılmasını vasiyet   ilkelerini Kur’an’ın sosyolojik
               etmiştir.                         düsturlarından almış çağdaş bir
                      3
                  Mehmet Akif, 1936 yılında      İslâm düşünürüdür.
               hastalanarak Mısır’dan yurda         Ruhu şâd, mekânı cennet olsun.

               1- M. Ertuğrul Düzdağ, M. Orhan Okay, “Mehmed Âkif Ersoy”,
               Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Ankara, TDV Yayınları, 2003, C. 28, s. 432.
               2 -M. Ertuğrul Düzdağ, Mehmed Akif Ersoy Hakkında Araştırmalar II,
               İstanbul, İFAV Yayınları, 2004, s. 64.
               3- M. Ertuğrul Düzdağ, M. Orhan Okay, “Mehmed Âkif Ersoy”,
               Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Ankara, TDV Yayınları, 2003, C. 28, s. 433.
               4-Düzdağ , Mehmed Akif Ersoy, s. 141.



                                                           29
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36