Page 74 - Pendik Eğitim Dergisi
P. 74

dızzt tık çınlamasıyla açıldı.
               Yukarı çıkarken kafamın
               içi bomboştu. Merdiven
               dairesindeki çiçeklere
               vuran ışıkla beraber babamı
               kaybettiğimde herkesten
               işittiğim, “Allah rahmet
               eylesin, Allah korktuğundan
               kurtarsın, mekânı cennet
               olsun!”lar zihnimde uçuşmaya
               başladı yalnız kapıda Münir
               amcayla kucaklaştığımda,
               hal diliyle anlaşanların
               sessizliğiyle birbirimizden
               gözlerimizi kaçırınca, tek
               söz etmeden içeri süzüldüm.
               Ben girerken içeridekiler
               de ayaklanmıştı. Onlar
               gidince baş başa kaldık.
               Münir amcanın gözlerinde,
               küçük kardeşimin babamızı
               kaybettiğimizdeki bakışları
               vardı. Nasıl da şefkate
               muhtaçtı. Bizim mahallenin
               cenaze, düğün yemeklerini
               annemle Şerife teyze yapardı
               hep. Babam öldükten
               sonra annem bunu meslek
               edinmişti. Ben işe başladıktan
               sonra “Anne bırak artık,
               yoruluyorsun.” dediğimde
               de “Artık para almıyorum,
               sevabına yapıyorum.” diyerek
               bu alışkanlığını sürdürdü.
               Şerife teyzenin helvasını da
               annem kavurmuştu fakat
               helvanın da tadı tuzu yoktu
               annem gibi. Ben, helvayı
               çatalla karıştırırken Münir
               amca uzun uzun anlatmıştı.
                  Askerliğini bitirdikten sonra
               annesi tarafından “Bu kızın       feleğin çemberinden az çok geçmiş bir insandım ama Şerife
               anası çok iyi ev hanımıdır,       daha oyun çocuğu sayılacak bir yaştaydı. Bizim oralarda
               çok iyi yemek, temizlik yapar;    kızların on beşinde evlenmesi tabii idi lakin Şerife’nin
               teyzesi, halası bir sürü çocuk    yaratılışında biri için gayritabiiydi. Evlendiğimiz gece halvet
               doğurdu, bu da bana bir sürü      odasına aldıklarında gözlerime öyle bir baktı ki ne yapacağımı
               torun verir.” denilerek çocuk     bilemedim. ‘Ee nasılsın, yoruldun mu’ dediğimde ‘Çok açım
               yaştaki Şerife’yle evlendirilmiş.  abim, sabahtan beri ağzıma lokma sürmedim, ayaklarım da
                  “Evlendiğimizde ben            sızlıyor’ dedi. Aynı küçük bacım gibi ‘Abim’ demişti. Mutfağa
               dahaca delikanlı olsam da         geçip sızlayan burun direğimi zapt etmeye çalıştım ve hemen





                                                           72
   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79